Programlama, bir bilgisayarın bir görevi nasıl yerin getireceğini düzenlediğimiz yaratıcı bir süreçtir. Hollywood, programcıların imajını, bilgisayar başında oturan saniyeler içerisinde istediği kodu kırabilen teknoloji manyakları olarak aşıladı. Ancak, gerçekte olan çok daha az ilgi çekici.
O zaman bilgisayar programlaması, sıkıcı bir şey mi ?
Bilgisayarlar, kendilerine söyleneni yaparlar ve onlara verilen komutlar, insanlar eliyle yazılmış programlardan gelir. Birçok bilgili bilgisayar programcısı insanlar tarafından okunabilen ama bilgisayarlar tarafından okunamayan kaynak kodlar yazarlar. Birçok durumda, bu kodlar bilgisayarların algılayabileceği şekilde derlenir ve bilgisayar diline çevrilir, bu sefer de bu kod bilgisayarlar tarafından anlaşılırken insanlar tarafından algılanamaz. Bu adı geçen derlenmiş bilgisayar programlama dillerine şunlar örnek verilebilir:
Derlenen Progamlama Dilleri
- Visual Basic
- Delphi
- C
- C++
- C#
- Cobol
- Fortran
- Objective-C
- Swift
- Pascal
- Python
Bazı programlamalar ayrı ayrı derlenmeye ihtiyaç duymaz. Aksine, bu neden için çalışan bilgisayar üzerinde tam zamanında kendiliğinden oluşan bir süreçtir. Bunlar çevrilmiş(yorumlanmış) programlar olarak bilinirler. Bu program dillerine verilebilecek bazı örnekler de şunlardır:
Yorumlanan Programlama Dilleri
- Javascript
- Perl
- PHP
- Postscript
- Python
- Ruby
Her programlama dili kendi kural ve kelime bilgisini ister ve bekler. Aynı normal konuşulan bir dili öğrenir gibi.
Peki programlar ne yaparlar?
Temel olarak programlar rakamları ve yazıları manipüle ederler. Bu tüm programların inşasının temel taşıdır. Programlama dilleri, sizlere rakamlar ve yazılar kullanarak, onları farklı şekillerde inceleyebilmenizi ve ileri süreçte tekrar kullanabilmeniz adına bilgilerinizi depolama imkânı sağlar.
Bu rakamlarla yazılar değişkenler olarak adlandırılır. Bu değişkenler teker teker kontrol edilebilirken aynı zamanda yapılandırılmış topluluklar olarak da kontrol altına alınabilir. Mesela C++’da bir değişken sayı saymak için kullanılabilir. Kod ile yapılandırılmış bir değişken ise bir çalışan için şu bilgileri içeren bir bordro kaydı tutabilir:
- İsim
- Maaş
- Şirket İçi ID numarası
- Ödenmiş Toplam Vergi
- Sosyal Güvenlik Numarası
Bu tarz bir veri tabanı, bunun gibi milyonlarca bilgiyi saklayabilir ve istediğiniz anda görebilmeniz için size sunabilir.
Programlar işletim sistemleri için yazılırlar
Her bilgisayarın bir işletim sistemi vardır ki o da bir programdır. Bir bilgisayarda çalıştırılacak program, o bilgisayarın işletim sistemiyle uyumlu olmalıdır. En çok bilinen işletim sistemleri şunlardır:
- Windows
- Linux
- MacOS
- Unix
- Android
Java öncesinde, programlar, her bir işletim sistemi için tek tek düzenlenmesi gerekiyordu. Linux’ta çalışan bir program, Windows veya Mac kullanan bir bilgisayarda çalışmıyordu. Java sayesinde, bir kodu yazdıktan sonra her yerde çalıştırmak mümkün. Java’da yazdığımız kodu, bytecode isimli ortak bir kod ile uyumlu hale getirdiğimizde, her işletim sistemine uyacak bir dile çevirmiş oluyoruz. Her bir işletim sistemi bytecode’u nasıl çevireceğini bilen bir Java çevirmenine sahiptir.
Birçok bilgisayar programlaması, var olan uygulamaları ve işletim sistemlerini güncellemek için yapılır. Programlar işletim sistemleri tarafından verilen özellikleri kullanırlar ve onlar değiştiğinde programlar da değişmek zorundadır.
Program kodunu paylaşma
Birçok programcı yazılımını bir yaratıcı edasıyla yazar. İnternette, eğlencesine, amatör programcılar tarafından yazılan kaynak kodlar barındıran çok sayıda site mevcut. Ve bu programcılar yazdıkları kodları paylaşmaktan son derece memnunlar. Bu durumu Linus Torvalds yazdığı bir kodu internette paylaştığında başlattı.
Orta boyutta yazılan bir program entelektüel efor açısından bakıldığında bir kitap yazma ile karşılaştırılabilir. Ki siz bir kitabı onarmak durumunda kalmazsınız (kitaplarda bug olmaz). Bilgisayar programcıları bir şeyi farklı yollardan yapmanın ve çetrefilli sorunların çözümünü bulmanın tadını doyasıya çıkarmayı severler.
Kaynak: thoughtco.com